BİR GÜNDE BURSA NASIL GEZİLİR?
Bursa'nın merkezini bir günde yürüyerek gezmek mümkün mü? Eğer arkadaşınızı özlemiş bir öğrenci iseniz mümkün!
Balıkesir'de yaşayan arkadaşım ve İstanbul'da yaşayan ben, nasıl yapsak da buluşsak diye oturduk, düşündük taşındık ve buluşma noktası olarak sonradan aşık olup döneceğim Bursa'ya gitmeyi seçtik.
Ben sabah 6'da kalkıp Yenikapı iskelesinden Mudanya feribotuna bindim. Havanın harika olmasının da katkısıyla çok rahat geçen yolculuğum Mudanya iskelesinde sonlandı. Feribottan indikten sonra yakınlardaki bir büfeden Bursakart çıkarttırıp beni merkeze götürecek otobüsü aramaya koyuldum. Arayışım, bu otobüsün hemen iskelenin çıkışında olması ile hızlı sonlandı. Otobüsle Emek metro istasyonuna geçip oradan da Orhangazi istasyonunda indikten sonra arkadaşımla Kent Meydanı'nda buluştuk. Biraz hasret giderdikten sonra önceden oturup uzun araştırmalar sonucu çıkardığım gezi rotamızı izlemeye koyulduk.
Öncelikle Orhangazi-Osmangazi Türbeleri'nin bulunduğu kalenin oraya yürüdük. Burası Kent Meydanı'ndan yürüyerek sadece 15 dakika sürüyor. Bölgede sadece türbe değil aynı zamanda şehri panoramik olarak görebileceğiniz bir teras, Tophane Saat Kulesi ve Saltanat Kapısı da bulunmakta. Bu üç yeri aynı anda gezmiş oluyorsunuz.
Şehrin manzarasını biraz izledikten sonra görülmesi farz olan yapılardan birine, Ulu Cami'ye geçtik. Yapısı gerçekten çok güzel ve ihtişamlıydı ancak girişinde sıra vardı! Hayatımda ilk defa Sultanahmet dışında bir camiye girmek için sıra bekleyen insanlar gördüm. Bu nedenle bu kalabalığa çok karışmadan Koza Han'a geçmeye karar verdik.
Koza Han eskiden ipek ticareti yapanların gelip satış yaptıkları bir yer. Bu nedenle üst katta her yer ipek şal ve kıyafet satan mağazalarla dolu. Aşağı katta da ağaçların altında çay kahve içip dondurmalı irmik helvası yiyebileceğiniz küçük kafeler var.
Burada dondurma yiyip yolumuza devam etmeye kara verdik. Bu seferki durağımız Irgandı Köprüsü oldu. Bu köprü aynı Floransa'daki Ponte Vecchio'ya çok benziyor. İki yanında eskiden ev olarak kullanılan ama sonradan çeşitli incik boncuk ve vintage eşyaların satış yerine çevrilen mağazalarla dolu. Gider ayak Bursa'yı hatırlatsın diye bir yüzük aldım. Selamlar sana Irgandı Köprüsü.
Bu köprüden geçerek asıl benim Bursa'da en çok sevdiğim muhit ve yapı olan Yeşil Türbe'ye yolumuz düşüyor. Köprüden hiç yeşil olmayan aslında mavi olan türbeye yaklaşık 5-10 dakika sürüyor yürüyerek. Ancak yol üzerindeki evler o kadar güzel ve sokaklar o kadar sakin ki 10 dakikadan daha fazla olsa keşke diye düşündürüyor insana. Belki de bu bölgeyi sevmemin nedeni de buradan geliyordur. Samimi bir yer.
Listemizdeki her yeri dolaşıp gördükten sonra oturup bir keyif çayı içesimiz geldi ve yolda yürürken gördüğümüz derenin yanına kurulmuş bir kafeye oturduk. Çağlayan suyun sesiyle sohbet muhabbete başladık. Artık gitme vakti geldiğinde tekrardan başladığımız yere Kent Meydanı'na geri döndük. Sohbetimizin de Bursa'nın da tadı damağımda kaldı.
Damak, tat demişken nerede yemek yedik diye sorarsanız, o meşhur İskendercilerin hiçbirine girmedik. Gerçekten önlerinde upuzun bir sıra oluyor ve dediklerine göre öğrenci için fazlaca pahalı mekanlar. Biz Ulu Cami taraflarında gözümüze kestirdiğimiz bir İskenderciye oturduk. Hem tadından hem de servisinden memnun kaldık. Yanında da üzüm şırası dedikleri güzel bir içecek içtik. Keyfimiz yerindeydi, ne yalan söyleyelim.
Mudanya'da İDO iskelesine geri dönmek için ben yine aynı yolu izledim: metro + otobüs yaptım. Aslında 1 saat kadar sürede iskeleye varıyorsunuz ancak siz yine de ne olur ne olmaz erken çıkın. Mesela ben İDO ve BUDO diye iki ayrı iskele olduğunu bilmiyordum ve BUDO'ya giden otobüse binmişim. Neyse ki tedbiri elden bırakmayan biri olarak navigasyondan kendimi takip ediyordum. Son anda ayıkıp otobüsten indim ve tabana kuvvet koşarak iskeleye vardım. Hatta 4 dakika da erken gelmişim. Bu da gezimizin tuzu biberi oldu.
Bursa genel manada çok rahat ve güzel bir şehir. Üniversite ve Uludağ taraflarına gitmek nasip olmadı ama gezip gördüğüm kadarıyla yaşanabilecek şehirler listeme ekleyebilirim. Özellikle insanlarının çok cana yakın ve yardımsever olduğuna şahit oldum. Muhtemelen bir şehirde yaşamak için en önemli etmenlerden biri budur. Ayrıca Mudanya'yı sadece otobüsle ve koştuğum kadar görmeme rağmen tekrardan gelip ayrıntılı gezmek istediğim yerler listesine ekliyorum. Dışarıdan o kadar güzel bir yere benziyordu ki içimde kaldı.
Bizim izlediğimiz rotayı izlemek isterseniz diye buraya bırakıyorum. Yakınlığına göre sıralamıştım. Umarım yardımcı olur.
NOT: Tam 27.000 adım atmışız bu yolculuk boyunca. Bu nedenle rahat bir ayakkabı giydiğinizden emin olun ;)
NOT 2: Fotoğraflar analog ve dijital karışıktır. Daha fazla analog fotoğraf görebilmek için: https://www.instagram.com/recuerdosdelazahar/
Balıkesir'de yaşayan arkadaşım ve İstanbul'da yaşayan ben, nasıl yapsak da buluşsak diye oturduk, düşündük taşındık ve buluşma noktası olarak sonradan aşık olup döneceğim Bursa'ya gitmeyi seçtik.
Ben sabah 6'da kalkıp Yenikapı iskelesinden Mudanya feribotuna bindim. Havanın harika olmasının da katkısıyla çok rahat geçen yolculuğum Mudanya iskelesinde sonlandı. Feribottan indikten sonra yakınlardaki bir büfeden Bursakart çıkarttırıp beni merkeze götürecek otobüsü aramaya koyuldum. Arayışım, bu otobüsün hemen iskelenin çıkışında olması ile hızlı sonlandı. Otobüsle Emek metro istasyonuna geçip oradan da Orhangazi istasyonunda indikten sonra arkadaşımla Kent Meydanı'nda buluştuk. Biraz hasret giderdikten sonra önceden oturup uzun araştırmalar sonucu çıkardığım gezi rotamızı izlemeye koyulduk.
Öncelikle Orhangazi-Osmangazi Türbeleri'nin bulunduğu kalenin oraya yürüdük. Burası Kent Meydanı'ndan yürüyerek sadece 15 dakika sürüyor. Bölgede sadece türbe değil aynı zamanda şehri panoramik olarak görebileceğiniz bir teras, Tophane Saat Kulesi ve Saltanat Kapısı da bulunmakta. Bu üç yeri aynı anda gezmiş oluyorsunuz.
Şehrin manzarasını biraz izledikten sonra görülmesi farz olan yapılardan birine, Ulu Cami'ye geçtik. Yapısı gerçekten çok güzel ve ihtişamlıydı ancak girişinde sıra vardı! Hayatımda ilk defa Sultanahmet dışında bir camiye girmek için sıra bekleyen insanlar gördüm. Bu nedenle bu kalabalığa çok karışmadan Koza Han'a geçmeye karar verdik.
Koza Han eskiden ipek ticareti yapanların gelip satış yaptıkları bir yer. Bu nedenle üst katta her yer ipek şal ve kıyafet satan mağazalarla dolu. Aşağı katta da ağaçların altında çay kahve içip dondurmalı irmik helvası yiyebileceğiniz küçük kafeler var.
Burada dondurma yiyip yolumuza devam etmeye kara verdik. Bu seferki durağımız Irgandı Köprüsü oldu. Bu köprü aynı Floransa'daki Ponte Vecchio'ya çok benziyor. İki yanında eskiden ev olarak kullanılan ama sonradan çeşitli incik boncuk ve vintage eşyaların satış yerine çevrilen mağazalarla dolu. Gider ayak Bursa'yı hatırlatsın diye bir yüzük aldım. Selamlar sana Irgandı Köprüsü.
Damak, tat demişken nerede yemek yedik diye sorarsanız, o meşhur İskendercilerin hiçbirine girmedik. Gerçekten önlerinde upuzun bir sıra oluyor ve dediklerine göre öğrenci için fazlaca pahalı mekanlar. Biz Ulu Cami taraflarında gözümüze kestirdiğimiz bir İskenderciye oturduk. Hem tadından hem de servisinden memnun kaldık. Yanında da üzüm şırası dedikleri güzel bir içecek içtik. Keyfimiz yerindeydi, ne yalan söyleyelim.
Mudanya'da İDO iskelesine geri dönmek için ben yine aynı yolu izledim: metro + otobüs yaptım. Aslında 1 saat kadar sürede iskeleye varıyorsunuz ancak siz yine de ne olur ne olmaz erken çıkın. Mesela ben İDO ve BUDO diye iki ayrı iskele olduğunu bilmiyordum ve BUDO'ya giden otobüse binmişim. Neyse ki tedbiri elden bırakmayan biri olarak navigasyondan kendimi takip ediyordum. Son anda ayıkıp otobüsten indim ve tabana kuvvet koşarak iskeleye vardım. Hatta 4 dakika da erken gelmişim. Bu da gezimizin tuzu biberi oldu.
Bursa genel manada çok rahat ve güzel bir şehir. Üniversite ve Uludağ taraflarına gitmek nasip olmadı ama gezip gördüğüm kadarıyla yaşanabilecek şehirler listeme ekleyebilirim. Özellikle insanlarının çok cana yakın ve yardımsever olduğuna şahit oldum. Muhtemelen bir şehirde yaşamak için en önemli etmenlerden biri budur. Ayrıca Mudanya'yı sadece otobüsle ve koştuğum kadar görmeme rağmen tekrardan gelip ayrıntılı gezmek istediğim yerler listesine ekliyorum. Dışarıdan o kadar güzel bir yere benziyordu ki içimde kaldı.
Bizim izlediğimiz rotayı izlemek isterseniz diye buraya bırakıyorum. Yakınlığına göre sıralamıştım. Umarım yardımcı olur.
- Osmangazi-Orhangazi Türbeleri
- Bursa Kalesi-Tophane Saat Kulesi
- Kapalı Çarşı
- Kozahan
- Ulu Cami
- Irgandı Köprüsü
- Yeşil Türbe + Yeşil Cami
NOT: Tam 27.000 adım atmışız bu yolculuk boyunca. Bu nedenle rahat bir ayakkabı giydiğinizden emin olun ;)
NOT 2: Fotoğraflar analog ve dijital karışıktır. Daha fazla analog fotoğraf görebilmek için: https://www.instagram.com/recuerdosdelazahar/
Yorumlar
Yorum Gönder