ERASMUS ANILARI 1- UNIVERSIDAD DE SEVILLA

Uzun uğraşlar sonrası kendimi İspanya'ya atmış bulunmaktayım. Nasıl bir blog hazırlasam diye düşünürken birkaç gün aralıklarla günlük tutmaya karar verdim. Ayın sonunda da yayınlamayı düşünüyorum, umarım planıma sadık kalırım.

11.Şubat.2020

İlk gün evi bulup kendi başıma yerleşmek zorunda kaldım çünkü ev arkadaşlarım bir geziye gitmişlerdi. Bu yüzden geldiğimin ilk iki gecesi evde yalnız kaldım. Genel olarak evi tanıyıp düzenini öğrenmek, erzak depolamakla uğraştım. Tabi birkaç aksaklık olmadan da olmaz, hemen onları anlatayım: İlk geldiğimde hava çok sıcaktı ve benim kışlık kıyafetlerim hep kirliydi. Ben de onları makineye attım, astım sonra da dışarı çıkıp erzak işini hallettim. Geldiğimde doğal olarak kıyafetler kurumamışlardı ve hava iyice soğumuştu. Bir de yatağımda çarşaf ve yorgan yoktu. Bu nedenle ilk geceyi montumu üzerime örterek geçirdim. Bir de evimizde, ev arkadaşlarım istemediği için wifi yok. Ne kimseyle konuşabildim ne de ısınabildim. Tabi bunda benim de payım büyük ama bu anıyı hatırladıkça gülemiyorum hala, o kısma yakın zamanda geliriz umarım.


Ertesi gün ilk işim okula kaydolmaya çalışmak, sim kartı ve çarşaf almaya gitmek oldu. O gün nedense çok umutsuz hissediyordum. Hiç bilmediğim yerde bir oraya bir buraya koşturdum. Okulun kayıt sistemi de çok zorluydu. Neyse ki bir gün içinde ihtiyaçlarım hallolmuş oldu. Sonra kendimi biraz daha iyi hissetmek için şehir merkezini gezmeye çıktım. Bu şekilde kafam dağılmış oldu ve şehrin ne kadar güzel olduğunu görebildim. Zaten okula ilk başladığımda umut seviyem biraz daha yükseldi. Dersleri sevdim ama programımda bazı hiç hoşlanmadığım ve gitmek istemediğim dersler var. Şimdi onlarla uğraşmam gerekiyor maalesef. Onun dışında Erasmus kulübüne üye oldum ve ilk etkinliğim olan akşam yürüyüş turuna gittim. Orada da birkaç insanla tanıştım. Bu arada yeni insanlarla tanışmak kolay oluyor, çünkü herkes yeni veya İspanyollarla da tanışmak isterseniz size genelde yardım etmeye çalışıyorlar. Aynı zamanda nasıl geldin nasıl yaptın diye meraklılar. O konuda gerçekten çok mutlu oldum.
Erasmus kulübüne üye olunca aynı zamanda sim kartı da hediye ediyorlar ancak benim evimde wifi olmayınca daha çok interneti olan bir tarife yapmak için Vodafone'dan sim kartı aldım.

Okulumda kampüs ortamı yok. Bölümlere göre kampüslere ayrılmış ve şehrin farklı bölgelerine dağılmış. Beni şaşırtan şeylerden biri, okulda mikrodalga odası var... Ben tabi kafeteryada yemeye alıştığım için önce çok mantıklı gelmedi ama artık yemeğimi evden getiriyorum bu nedenle mikrodalgaya ulaşımın olması çok güzel bir imkan.
 Aynı zamanda her yer yürüyerek çok kolay gidebiliyorsunuz. Ara sıra metro kullanıyorum ama genel olarak yürüyerek ulaşım sağlıyorum. Bu yönden İstanbul ile karşılaştırınca aşırı rahat bir şehir diyebilirim. Dükkanlar siestadan dolayı öğlenleri kapalı oluyor. Ancak Çinliler tarafından işletilen dükkanlar siestada ve pazarları genelde açık oluyor. Onlardan yararlanabiliyorsunuz. Her yerin açılış kapanışı farklı zamanda olunca telefonum saat çizelgeleri ile doldu maalesef.


14.Şubat.2020-Hastaneye Gidiş

Okula biraz alışmaya başladım. Artık tüm hocaları tanıyorum, onlar da bana aşina oldular gibi. Derslerim Türkiye'de gördüklerimden daha farklı çünkü Türkiye'de İngilizce Öğretmenliği okuyorum ama burada Pedagoji okuyorum. Bu nedenle daha çok sosyal ağırlıklı dersler. Mesela bir tane sosyoloji dersimiz var. Geçen gün pratik tersinde grup olup beraber bir kompozisyon tarzı bir şey yazdık. O zaman kötü hissettim. Çünkü öğrenciler önceden sosyoloji dersi almış ve nasıl yazmaya başlayıp nelerden bahsetmeleri gerektiğini biliyorlar. Neyse ki bazı yerlerde bildiğim şeylerden bahsediyorlardı, o zaman biraz katılabildim.  
Onun dışında dün sabah biraz kötü hissediyordum. Boğazım yanıyor ve ateşim vardı. Eve gidip azıcık yattım. Geceye doğru iyice halsizleşmeye ve paniklemeye başladım. Ev arkadaşlarımdan birine yakın bir hastane sordum ve enerjimin sıfır olmasına rağmen yürüyerek acil servise gittim. İspanya Avrupa Birliğin'de olduğu için herkesin sağlık sigortası aynı. Vizeye giderken sizden özel bir sağlık sigortası istiyorlar. Ben neyse ki fotokopisiyle beraber gitmiştim. Ancak oradaki görevli biraz sinirlendi çünkü benim sigortamı kaydetmek için fazladan iş yapacaktı.Bana biraz zaman alacağını çünkü daha önce hiç bu şekilde kayıt yapmadığını söyledi. Neyse kayıt işlerini hallettim ve sıramın gelmesini bekledim. Ancak sıradayken ara sıra gözyaşlarıma engel olamadım çünkü buradaki sistemin nasıl işlediği hakkında hiçbir fikrim yoktu ve ateş beni çok yormuştu. Çevredeki insanlar da bana acır bir şekilde bakıyorlardı. Sonra beni çağırdılar. Oradaki görevli doktor bana birkaç soru sordu. Neyin var, kullandığın ilaçlar var mı diye. Ben gitmeden aldığım ilaçların fotoğrafını çekmiştim. Onları gösterdim. Sonra beni muayene etti ve ateş düşürücü verdi. Eve gelip ilaçları kullanmak için kendime yemek yaptım ama aynı zamanda kendimi yatağa atmak için sabırsızlanıyordum. Hızlı hızlı yiyip, üstüme kalınca şeyler giyip yattım. Gece ateşimin yavaşça düştüğünü hissettim ve biraz rahatladım. Sabah evde yalnız kalıp hasta psikolojisine girmemek için okula gitmeye karar verdim. Öğlene doğru yine ateşimin çıktığını hissettim ve ilaç aldım. Açıkçası kolay bir şekilde hastane işini atlatmama rağmen oraya gidene kadar ve ilaçları alana kadar bendeki çaresizlik ve yorgunluk hissini unutmayacağım. İlk haftamda böyle bir şey yaşamak kötü oldu ama inşallah ilk ve sondur diyeyim.

20.ŞUBAT.2020

Sonunda biraz biraz kendimi hastalıktan toparladım. Ancak hastalığın bende bıraktığı etkiler ağır oldu. Kaç gün sürünerek okula gittim ve bir gün sadece yemek yemek için ayağa kalktım onun dışında ful uyudum. Hasta olunca ne derdinizi anlatacağınız ne de sizin için güzel bir hasta çorbası yapacak birinin olmaması çok zor bir durum.
Onun dışında bu hafta bir şey fark ettim ve bu beni çok da mutlu eden bir şey değil. Benim bu dönem Erasmus'ta olabilmem için 30 kredi ders yükünü tamamlamam gerekiyor. Her ders aşağı yukarı 6 kredi. Hal böyle olunca 5 ders almam lazım. Ben de el mecbur beş ders seçtim. Ancak öğrendiğime göre diğer yabancı öğrencilerin üç ders seçmesi yeterliymiş. Canım okulum yine bunlar çalışsın demiş ve benim üzerime fazladan iki ders daha atmış. Yeni bir yere gelip bir de fazladan sorumluluğunuzun olması gerçekten çok sıkıntılı. Dersler zaten ağır ve ben kendi üniversitemde bu dersleri saydıramayacağım. Kalsam bir dert kalmasam bir dert. Böyle burada da gün yüzü göremeden gidiyorum, ki bunu gerçek anlamda söylüyorum çünkü sabahın köründe okula geliyorum hava daha karanlık oluyor ve okuldan çıktığımda da yine karanlık oluyor.

23.ŞUBAT.2020 CADİZ KARNAVALI


Dün akşam, Sevilla'ya çok yakın olan bir şehire, Cadiz'e gittim. Bu hafta boyunca Cadiz'de bir karnaval devam ediyor olacak. Benim de içinde bulunduğum Erasmus Kulübü bu karnaval için bir etkinlik hazırlamıştı. Saat 15.00 gibi otobüslere binip Cadiz'e vardık. Karnavalda bir çok insan gruplar halinde aynı kostümleri giymiş olarak dolanıyor. Daha profesyonel olan gruplar sırayla sahneye çıkıp şarkı söylüyorlar. Dediklerine göre karnavalın sonunda da en iyi olan gruba ödül veriliyor.
Açıkçası ben çok parti/karnaval insanı olmadığımdan etrafta olan biten her şey beni çok yordu. Ancak Cadiz'e aşık olarak döndüm. Çok küçük bir şehir olmasına rağmen tarihi olarak ve estetik açıdan çok tatlı bir yer. Bir dahakine gündüz vakti, şehir daha sakinken gidip keşfetmek isterim.


29.Şubat.2020- SANAT MÜZESİ VE TİYATRO

Bu cuma tüm Endülüs Bayramı olmasından dolayı resmi tatildi. Bu nedenle okula gitmedim ve zamanımı tiyatroya ve müzeye giderek geçirdim. Tiyatronun biletlerini La Fundicion diye bir yerin internet sitesinden aldım. İndirimli fiyatı 7 euroydu. Müzikal-komedi kıvamında bir gösteriydi. Hepsini çok anlayamasam da genel olarak eğlendiğimi söylemeliyim. 



Sanat müzesi de aynı şekilde güzel zaman  geçirdim ve içeri giriş bedavaydı :) Severiz Avrupa ülkesinde bedava şey bulmayı tabii. Ancak içerideki resimler genelde dini resimlerdi. Bu nedenle çok anlayamadan gezmiş olabilirim.


Eve gelince de kendime güzel bir kuru fasulye yaptım. Verimli bir tatildi.


Yorumlar

Popüler Yayınlar