KAICHOU WA MAID-SAMA
Şimdi bu başlığı görünce herkesin aklında bir Usui-Misaki çifti... Moeler, yandereler, tsundereler...
Aslında dıştan değerlendirecek olursak, zengin oğlan-fakir kız yurdumun meşhur Yeşil Çam'ındaki Tarık Akan-Gülşen Bubikoğlu misali... Herkesin sevgilisi çocuk, herhangi biriyle ilişki kurmayı bırak erkeklerle en son ben uğraşırım diyen bir de kızımız var. Kesinlikle genç kızları toplamak için çok güzel bir altyapımız hazırlanmış.
Şu iki fotoğraf arasında da bir not ekleyeyim: Zamanında sırf Usui her zaman orada oturuyor diye okulun başında onun oturduğu sıraya oturmuştum. Kendimce çok güzel şeyler olacak diye düşünüyordum. Bir arkadaşla sırf o sıra yüzünden kavga ettik bu vesileyle tanışmış olduk. Şu an en yakın arkadaşım. Usui'ye ara buluculuk yaptığı için sevgilerimizi gönderiyoruz. Heyt be Maid-sama, sen nelere kadirsin.
-Sueda-
Şu iki fotoğraf arasında da bir not ekleyeyim: Zamanında sırf Usui her zaman orada oturuyor diye okulun başında onun oturduğu sıraya oturmuştum. Kendimce çok güzel şeyler olacak diye düşünüyordum. Bir arkadaşla sırf o sıra yüzünden kavga ettik bu vesileyle tanışmış olduk. Şu an en yakın arkadaşım. Usui'ye ara buluculuk yaptığı için sevgilerimizi gönderiyoruz. Heyt be Maid-sama, sen nelere kadirsin.
Peki biz bu shoujo türü animeye niye bu kadar ilgi gösterdik? Neydi bizi çeken bu özellik?
Cevap basit: SAF AŞK. Günümüz filmleri biliriz, barda tanışıp otelde sonlanan ilişkiler, kimse kimsenin duygularını önemsemez, birlikte bir hayat geçirmeyi bıraktım bir gün geçirip sıkılan tipler... Bundan istifade edip her haltı da yerler. Sonuç o dur ki bu tür şeylere alıştığımız dizi-film kültüründen sonra belki de aşkı gerçekten hak eden insanlar gördüğümüze seviniyoruzdur. Birbirlerine vücutlarıyla değil duygularıyla bağlı olan kişiler...
Demem o ki,şu anime devam ettiği süre boyunca her bölümde en küçük bakışma sahnesi aradığım, el ele tutuşmalarda kızardığım, öpüşme sahnelerinde kendimi yerden yere attığım, bittiğinde de tatmin olmayıp mangasına sardığım bir anime.
İşin ilginç yanı animeyi izlerken her Usui'nin havalı yürüyüşlerini gördüğümde bilgisayar ekranına yapışmama rağmen Misaki'yi hiç kıskanmamıştım. Misaki'nin Usui'ye göre biri olduğunu kafama yerleştirip hiç yellozluğa gerek yok mantığıyla ilerlediğim bu yolda hala animeleri fazla gerçekmiş gibi algılamamdan dolayı biraz sorun yaşıyorum sanırım.
Şu aralar shoujo dünyasının başlarında olan ama yapımının gerçekleştiği Japonya'da hak ettiği ilgiyi görememiştir.
Yıllar geçmesine rağmen gece geç saatte Usui ve Misaki ne yapıyorlardır acaba düşüncesiyle yatakta bir yerden diğer tarafa dönerim. Hala nasıl biriyle evleneceksin sorusuna Antonio Banderas görünüşlü Usui ruhlu biri olsun cevabını vererek soruyu yönelten kişinin ''neyce konuştu ki şimdi'' bakışlarına maruz kalıyorum.
Son olarak izlenmesini önerdiğim ve bu yazıyı okuyan çoğu kişinin de çoktan izlediğini tahmin ettiğim bir animedir kendileri.
Herkese bir Usui sloganıyla kapanışı yapıyorum. Kalın Sağlıcakla
Güzel bir özet ve yorumlama olmuş. Ama animelerin etkisinde bu kadar çok kalmamak lazım diyeceğim ama olmayacak. Okulda tek başıma oturuyorum çünkü L gibi yazı yazdığım için kalem bazen arkadaşıma deyebiliyor * - *
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim ^^ Animeler artık hayatımızın vazgeçilmezleri artık *_*
YanıtlaSilBir de şey diyecektim arka plandaki rengi bu kadar koyu yapmazsan daha iyi olur. Çünkü telefondan okuması zor oluyor ve normalden daha fazla gözü yoruyor. Düşünmeni tercih ederim ^^
YanıtlaSilUyarı için teşekkür ederim bilgisayardan beyaz göründüğü için düşünemedim arigatoo ^^
Sil